Çakra Noktalarım Bana Ne Anlatıyor?
Size bir itirafta bulunacağım. Çakra kelimesini ilk duyduğumda Serdar Ortaç albüm çıkartmıştı. 2004 yılındaydık ve henüz bir uyanış yaşamam için çok erkendi, haksızlık etmeyin. O zamanlar internette her bilgiye hızlıca ulaşmak o kadar da kolay değildi. Kendimi bir kitap dükkanında "Reiki" üzerine bir kitap okurken buldum. Çakra sadece bir albüm adı değil aslında hayatımızın merkeziydi. Serdar Ortaç'a bu farkındalığı insanlara 'bir şekilde' verdiği için teşekkür etmek lazım :)
Terimsel anlamıyla çakra "tekerlek" ya da "dönüş" anlamına gelir. Hint ve bazı Asya felsefelerinde canlılarda metafiziksel ve biyofiziksel enerjilerin bedenle bağlandığı merkezler olduğuna inanılır. Ana çakra merkezlerinin genel bilgilerini ve farklı bir bakış açısıyla bize anlattıkları şeyleri aşağıda inceleyebilirsiniz.
1) Muladhara Çakra (Kök Çakrası): Üreme organları bölgesinde yer alır. Rengi kırmızıdır. Adrenalin salgılanması ile etkileşim içindedir.
Üreme, yani evrimin ilk adımı tohumlamanın olduğu yerde bir enerji çıkış merkezinin olması çok mantıklı. İnsanlık tarihi her zaman şunu savunmuştur; insan bilgilerini üreyerek aktarır. Genetik aktarım bilimin de kabul ettiği bir gerçek. Adının "kök" olmasını da şöyle açıklayabiliriz; bir ağaç hayal ettiğimizde köklerinden beslenen ve köklerinden yayılan bir imge gelir gözümüze. Kök çakra da ağaçlarda olduğu gibi "aktarım" yapabileceğimiz bir enerji merkezidir.
"Yin Yang ve Ben" yazımda da bahsetmiştim. Tüm çakraların bir denge çakrası vardır. Kök çakra da Sahasrara yani Taç çakra ile denge içerisindedir. Evrimsel aktarımın bilgilerini taşıyan ve oluşturan Taç çakra bulunduğu beyin bölgesiyle her çıkışın bir girişi olduğunu hatırlatan bu denge uyumu güçlü bir düzen içerisindedir. Renginin kırmızı olmasını da es geçemeyiz, kırmızı adrenalinin rengidir. Ateşi ve sıcağı simgeler, adrenalin salgılamamıza bu şekilde vücut sıcaklığımızı dengelememize yardımcı olur.
2) Swadhistana Çakra (Sindirim Sistemi Çakrası - Sakral Çakra): Göbeğin alt kısmında, sindirim sistemi bölgesinde yer alır. Rengi turuncudur. Cinsel salgı bezleri ve sindirim ile etkileşim içindedir.
Günümüzde bağırsaklarımızın ikinci beyin olarak görev yaptığı söyleniyor. Bilim adamları bu konuda bir çok makale ve araştırma hazırlamış. Peki ama nasıl olur da beyin gibi bir etkiye sahip olur dedirtiyor insana. Aslında açıklaması basit sadece göremiyoruz; bağırsaklarımız sağlıklı olmamız için kendini feda etmiş milyonlarca bakteri içerir. Bağırsaklarınız günümüzü ne kadar etkiler? Sabah tuvalete çıkabilmek, bebeklerin rahat boşaltım yapabilmesi, hatta sağlıklı besinler tercih etmemizin yegane sebebi sindirim sistemimizdir. Bu denli önemli bir organın enerji merkezi olması da bir o kadar mantıklıdır. Yine daha önce de bahsettiğim gibi, sakral çakranın denge eşi de boğaz çakrasıdır.
Mesele sadece yediklerimizden ibaret değildir. Aynı zamanda söylediklerimiz ve söyleyemediklerimiz de sindirim sistemimizde etkilere yol açar. Kendinizi bir düşünün. İçinizde tuttuğunuz ve söylemekten çekindiğiniz bir konuyu hatırlayın. Söylemek isteyip sustuğunuz anı düşünün. Bağırsaklarınızın düzeni bozulmuş muydu? Ya da rahatlıkla düşüncelerini söyleyen insanlara bakın, sindirim ile ilgili bir sorunları var mıdır? Boğazımızdan geçen her şey - ses ya da yemek, sindirim sistemimize direkt etki eder. Renginin turuncu olması ise, pazarlama alanında çalışanlar çok iyi bilirler, turuncu iştah açıcı özelliğe sahiptir. Başka bir söze gerek yok sanırım.
3) Manipura Çakra (Mide Çakrası - Solar Pleksus): Göbeğin iki parmak üstünde, mide bölgesinde yer alır. Rengi sarıdır. Mide bölgesinde yer almasından dolayı hormonları etkileyen bir çok salgıyla etkileşim içindedir.
Mide eski inanışlarda egoyu temsil eder. Mide doygunluğu ve açlığı bilhassa yaşam için önemli yer tutar. Mesele sadece yemek yemek konusunda değildir. Egonun da doygunluğu ve açlığı çok önemlidir. Solar Pleksus yani midemiz hormonlarımızla birebir etkileşimde olduğuna göre ego kontrolü de bu merkezden sağlanmaktadır. Bazı insanlar üzüldüklerinde ve ya mutlu olduklarında yemek yeme ihtiyacı duyarlar, bazı insanlar kariyerlerini ve sahip olduklarını beden ölçüleriyle yani dolaylı olarak yedikleri ile değerlendirirler, bazı insanlar da sadece ihtiyaçlarını karşılamak adına yemek yerler. Egoyu ne kadar dengeli tutarsanız ruh ve beden sağlığınız da o kadar dengelidir. Solar Pleksus'un denge merkezi kalp çakrasıdır. Kalp sevgiyi temsil eder. Ego ve sevgi aynı yin ve yang gibi dengeli ve birbirinden beslenen iki olgudur. İnsanın kendini güvende hissetmesi de ego ile bağlantılıdır. Güven mide ile doğru orantılı hareket eder. Kendine güvenen insanlar egosunu dengeleyebilen insanlardır. Başkalarına güvenmekte zorlanan insanların ego dengesinin yüksek, sevgi dengesinin düşük olduğunu söyleyebiliriz. Renginin sarı olması konusunda elbette egonun sarı renk ile aktive olması ve "sağlık" anlamı taşıdığını da hatırlatalım.
4) Anahata Çakra (Kalp Çakrası): Gövdenin tam ortasında kalp bölgesindedir. Rengi yeşildir. Kalp bölgesinde yer almasından dolayı önemi çok büyüktür.
Sevgi her kapıyı açar der büyüklerimiz. Kalp ile ilgili rahatsızlıkları düşünün, kalp krizi, kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı... sevgi öyle büyük bir olgudur ki ruh ve beden tüm güzelliğini, sağlığını sevgiyle doyurabilir. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi ve sonsuz sevgi ruhunuzun tek ilacıdır. Dengesi solar pleksus yani egodur. Sevgi kendi içinde sevmek ve sevilmek olarak dengelenir. Sevginin bu dengesi egoyu yükseltir ve ya düşürür.
5) Vishouddha Çakra (Boğaz Çakrası): Boğazın tam ortasındadır, bulunduğu bölge itibariyle hassas bir çakradır. Rengi mavidir. Troid bezleriyle direkt ilişki içindedir.
Söyledikleriniz ve sustuklarınız, yedikleriniz ve içtikleriniz, tadı damağınızda kalan tüm yemekler ve anlar hepsi boğaz çakrasındadır. Sakral Çakra ile dengelidir. Hassas olması iki önemli insani ihtiyacın yani nefes ve beslenmenin giriş noktasıdır. Aynı zamanda diğer insanlarla olan iletişim ihtiyacını da boğazımızda bulunan ses telleriyle ve dilimizle sağlarız. Rengi özgürlüğü simgeleyen maviden gelmektedir, boğazın özgür olması tüm sistem için önemlidir.
6) Ajna Çakra (Üçüncü Göz-Alın Çakrası): Alnın ortasında yer alır. Rengi çivit mavidir. Beynimizin tam ortasında anlamlı yeri olan hipofiz bezi tüm sinir sistemimizle direkt ilişki içindedir.
İnsan beyin evriminin son halkası olan frontal lop yani düşünen beyin üçüncü gözün hemen ardında yer alır. Sezgilerimizi dışarıya yayınlayan ve dış frekansları algılamamıza yardımcı olan ajna yani üçüncü göz tüm çakraların arasında yekpare olan tek çakradır. Denge eşi yoktur, çünkü başlı başına önemli bir enerji merkezidir. Radar sistemini düşünün. Üçüncü göz de aynı radar sistemi gibi işlev görür. Eski batıl inanışlardan biri olan nazarın üçüncü gözün bilinçsiz açıklığından olduğu düşülmektedir. Frontal lop yani düşünen beynin de işlevine baktığımızda karar vermemize yardımcı olan sezgilerimiz üçüncü gözümüzden aldığımız bilgiler ışığında oluşur.
7) Sahasrara Çakra (Taç Çakra): Kafanın en üst noktasında yer alır. Rengi mordur. Beynimizin tam ortasında sezgisel yeteneklerimizi yöneten psişik algı merkezimizle direkt ilişki içindedir.
Taç çakra ile evrensel enerji bağlantımızı kurarız. Meditasyon esnasında yaptığımız imgelemelerle bunu destekleyebiliriz. Sanki başımızın üzerinden bir ışık süzmesi ile gökyüzüne uzandığınızı hayal edebilirsiniz. Bu şekilde taç çakranızı evrensel enerji ile bağlayabilir dileklerinizi gönderebilir ve ya ihtiyacınız olan şifa ve huzuru alabilirsiniz. Taç çakra beyin bölgesini de kapsadığı gibi denge eşi olan kök çakra ile iletişim içindedir. Tüm bedenimizi, sinir sistemimizi, düşünme yetimizi ve hareket yetimizi taç çakranın ışığında gerçekleştiririz. Mor rengi huzurun ve rahatlığın simgesidir. Taç çakranın mor rengi olmasını bu şekilde anlamlandırmak mümkündür.
Çakralar aracılığıyla yapılabilecekler sonsuzdur. Kendiniz de bu çakra noktalarınızı keşfedebilirsiniz. Denemek isteyenler için önerilerim:
1) Rahat bir pozisyonda oturun ve ya uzanın.
2) Gözlerinizi kapatın ve mümkünse loş bir ışıkta veya mum ışığında olun.
3) Diyafram nefesinizi kontrol edin ve yavaşlatmaya çalışın.
4) Nefesinize odaklanın ve aklınıza gelen düşünceleri susturmaya çalışın. Dilerseniz imgeleme yaparak yani hayalinizde canlandırarak elinizle silebilir, bir rüzgarda dağıldığını düşünebilirsiniz. Örnekler tamamen bireyseldir. Zihin susturmak için kendi yöntemimi sizinle paylaşabilirim; arabanın sileceklerini çalıştırıyorum ve ekran temizleniyor. Bir arkadaşım bilgisayarın geri dönüşüm kutusunun boşaldığında çıkan sesi duyduğunu söylüyor.
5) Okuduğunuz bilgiler ışığında çakra merkezlerinizi avuç içleriniz gelecek şekilde dokunun. Mümkünse ellerinizi denge eşlerinde yerleştirin. Örneğin bir eliniz taç çakrada yani başınızın tam üstündeyken diğer elinizi de kök çakra yani üreme bölgesinde konumlandırın ve avuçlarınız ısınana kadar orada bekletin.
Hissedeceklerinizi benimle paylaşabilir, sorularınızı iletebilirsiniz. Çok da memnun olurum :)
Evrensel enerji sizinle olsun, huzur ve şifa çakralarınıza dolsun.
Sevgiyle...
Terimsel anlamıyla çakra "tekerlek" ya da "dönüş" anlamına gelir. Hint ve bazı Asya felsefelerinde canlılarda metafiziksel ve biyofiziksel enerjilerin bedenle bağlandığı merkezler olduğuna inanılır. Ana çakra merkezlerinin genel bilgilerini ve farklı bir bakış açısıyla bize anlattıkları şeyleri aşağıda inceleyebilirsiniz.
1) Muladhara Çakra (Kök Çakrası): Üreme organları bölgesinde yer alır. Rengi kırmızıdır. Adrenalin salgılanması ile etkileşim içindedir.
Üreme, yani evrimin ilk adımı tohumlamanın olduğu yerde bir enerji çıkış merkezinin olması çok mantıklı. İnsanlık tarihi her zaman şunu savunmuştur; insan bilgilerini üreyerek aktarır. Genetik aktarım bilimin de kabul ettiği bir gerçek. Adının "kök" olmasını da şöyle açıklayabiliriz; bir ağaç hayal ettiğimizde köklerinden beslenen ve köklerinden yayılan bir imge gelir gözümüze. Kök çakra da ağaçlarda olduğu gibi "aktarım" yapabileceğimiz bir enerji merkezidir.
"Yin Yang ve Ben" yazımda da bahsetmiştim. Tüm çakraların bir denge çakrası vardır. Kök çakra da Sahasrara yani Taç çakra ile denge içerisindedir. Evrimsel aktarımın bilgilerini taşıyan ve oluşturan Taç çakra bulunduğu beyin bölgesiyle her çıkışın bir girişi olduğunu hatırlatan bu denge uyumu güçlü bir düzen içerisindedir. Renginin kırmızı olmasını da es geçemeyiz, kırmızı adrenalinin rengidir. Ateşi ve sıcağı simgeler, adrenalin salgılamamıza bu şekilde vücut sıcaklığımızı dengelememize yardımcı olur.
2) Swadhistana Çakra (Sindirim Sistemi Çakrası - Sakral Çakra): Göbeğin alt kısmında, sindirim sistemi bölgesinde yer alır. Rengi turuncudur. Cinsel salgı bezleri ve sindirim ile etkileşim içindedir.
Günümüzde bağırsaklarımızın ikinci beyin olarak görev yaptığı söyleniyor. Bilim adamları bu konuda bir çok makale ve araştırma hazırlamış. Peki ama nasıl olur da beyin gibi bir etkiye sahip olur dedirtiyor insana. Aslında açıklaması basit sadece göremiyoruz; bağırsaklarımız sağlıklı olmamız için kendini feda etmiş milyonlarca bakteri içerir. Bağırsaklarınız günümüzü ne kadar etkiler? Sabah tuvalete çıkabilmek, bebeklerin rahat boşaltım yapabilmesi, hatta sağlıklı besinler tercih etmemizin yegane sebebi sindirim sistemimizdir. Bu denli önemli bir organın enerji merkezi olması da bir o kadar mantıklıdır. Yine daha önce de bahsettiğim gibi, sakral çakranın denge eşi de boğaz çakrasıdır.
Mesele sadece yediklerimizden ibaret değildir. Aynı zamanda söylediklerimiz ve söyleyemediklerimiz de sindirim sistemimizde etkilere yol açar. Kendinizi bir düşünün. İçinizde tuttuğunuz ve söylemekten çekindiğiniz bir konuyu hatırlayın. Söylemek isteyip sustuğunuz anı düşünün. Bağırsaklarınızın düzeni bozulmuş muydu? Ya da rahatlıkla düşüncelerini söyleyen insanlara bakın, sindirim ile ilgili bir sorunları var mıdır? Boğazımızdan geçen her şey - ses ya da yemek, sindirim sistemimize direkt etki eder. Renginin turuncu olması ise, pazarlama alanında çalışanlar çok iyi bilirler, turuncu iştah açıcı özelliğe sahiptir. Başka bir söze gerek yok sanırım.
3) Manipura Çakra (Mide Çakrası - Solar Pleksus): Göbeğin iki parmak üstünde, mide bölgesinde yer alır. Rengi sarıdır. Mide bölgesinde yer almasından dolayı hormonları etkileyen bir çok salgıyla etkileşim içindedir.
Mide eski inanışlarda egoyu temsil eder. Mide doygunluğu ve açlığı bilhassa yaşam için önemli yer tutar. Mesele sadece yemek yemek konusunda değildir. Egonun da doygunluğu ve açlığı çok önemlidir. Solar Pleksus yani midemiz hormonlarımızla birebir etkileşimde olduğuna göre ego kontrolü de bu merkezden sağlanmaktadır. Bazı insanlar üzüldüklerinde ve ya mutlu olduklarında yemek yeme ihtiyacı duyarlar, bazı insanlar kariyerlerini ve sahip olduklarını beden ölçüleriyle yani dolaylı olarak yedikleri ile değerlendirirler, bazı insanlar da sadece ihtiyaçlarını karşılamak adına yemek yerler. Egoyu ne kadar dengeli tutarsanız ruh ve beden sağlığınız da o kadar dengelidir. Solar Pleksus'un denge merkezi kalp çakrasıdır. Kalp sevgiyi temsil eder. Ego ve sevgi aynı yin ve yang gibi dengeli ve birbirinden beslenen iki olgudur. İnsanın kendini güvende hissetmesi de ego ile bağlantılıdır. Güven mide ile doğru orantılı hareket eder. Kendine güvenen insanlar egosunu dengeleyebilen insanlardır. Başkalarına güvenmekte zorlanan insanların ego dengesinin yüksek, sevgi dengesinin düşük olduğunu söyleyebiliriz. Renginin sarı olması konusunda elbette egonun sarı renk ile aktive olması ve "sağlık" anlamı taşıdığını da hatırlatalım.
4) Anahata Çakra (Kalp Çakrası): Gövdenin tam ortasında kalp bölgesindedir. Rengi yeşildir. Kalp bölgesinde yer almasından dolayı önemi çok büyüktür.
Sevgi her kapıyı açar der büyüklerimiz. Kalp ile ilgili rahatsızlıkları düşünün, kalp krizi, kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı... sevgi öyle büyük bir olgudur ki ruh ve beden tüm güzelliğini, sağlığını sevgiyle doyurabilir. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi ve sonsuz sevgi ruhunuzun tek ilacıdır. Dengesi solar pleksus yani egodur. Sevgi kendi içinde sevmek ve sevilmek olarak dengelenir. Sevginin bu dengesi egoyu yükseltir ve ya düşürür.
5) Vishouddha Çakra (Boğaz Çakrası): Boğazın tam ortasındadır, bulunduğu bölge itibariyle hassas bir çakradır. Rengi mavidir. Troid bezleriyle direkt ilişki içindedir.
Söyledikleriniz ve sustuklarınız, yedikleriniz ve içtikleriniz, tadı damağınızda kalan tüm yemekler ve anlar hepsi boğaz çakrasındadır. Sakral Çakra ile dengelidir. Hassas olması iki önemli insani ihtiyacın yani nefes ve beslenmenin giriş noktasıdır. Aynı zamanda diğer insanlarla olan iletişim ihtiyacını da boğazımızda bulunan ses telleriyle ve dilimizle sağlarız. Rengi özgürlüğü simgeleyen maviden gelmektedir, boğazın özgür olması tüm sistem için önemlidir.
6) Ajna Çakra (Üçüncü Göz-Alın Çakrası): Alnın ortasında yer alır. Rengi çivit mavidir. Beynimizin tam ortasında anlamlı yeri olan hipofiz bezi tüm sinir sistemimizle direkt ilişki içindedir.
İnsan beyin evriminin son halkası olan frontal lop yani düşünen beyin üçüncü gözün hemen ardında yer alır. Sezgilerimizi dışarıya yayınlayan ve dış frekansları algılamamıza yardımcı olan ajna yani üçüncü göz tüm çakraların arasında yekpare olan tek çakradır. Denge eşi yoktur, çünkü başlı başına önemli bir enerji merkezidir. Radar sistemini düşünün. Üçüncü göz de aynı radar sistemi gibi işlev görür. Eski batıl inanışlardan biri olan nazarın üçüncü gözün bilinçsiz açıklığından olduğu düşülmektedir. Frontal lop yani düşünen beynin de işlevine baktığımızda karar vermemize yardımcı olan sezgilerimiz üçüncü gözümüzden aldığımız bilgiler ışığında oluşur.
7) Sahasrara Çakra (Taç Çakra): Kafanın en üst noktasında yer alır. Rengi mordur. Beynimizin tam ortasında sezgisel yeteneklerimizi yöneten psişik algı merkezimizle direkt ilişki içindedir.
Taç çakra ile evrensel enerji bağlantımızı kurarız. Meditasyon esnasında yaptığımız imgelemelerle bunu destekleyebiliriz. Sanki başımızın üzerinden bir ışık süzmesi ile gökyüzüne uzandığınızı hayal edebilirsiniz. Bu şekilde taç çakranızı evrensel enerji ile bağlayabilir dileklerinizi gönderebilir ve ya ihtiyacınız olan şifa ve huzuru alabilirsiniz. Taç çakra beyin bölgesini de kapsadığı gibi denge eşi olan kök çakra ile iletişim içindedir. Tüm bedenimizi, sinir sistemimizi, düşünme yetimizi ve hareket yetimizi taç çakranın ışığında gerçekleştiririz. Mor rengi huzurun ve rahatlığın simgesidir. Taç çakranın mor rengi olmasını bu şekilde anlamlandırmak mümkündür.
Çakralar aracılığıyla yapılabilecekler sonsuzdur. Kendiniz de bu çakra noktalarınızı keşfedebilirsiniz. Denemek isteyenler için önerilerim:
1) Rahat bir pozisyonda oturun ve ya uzanın.
2) Gözlerinizi kapatın ve mümkünse loş bir ışıkta veya mum ışığında olun.
3) Diyafram nefesinizi kontrol edin ve yavaşlatmaya çalışın.
4) Nefesinize odaklanın ve aklınıza gelen düşünceleri susturmaya çalışın. Dilerseniz imgeleme yaparak yani hayalinizde canlandırarak elinizle silebilir, bir rüzgarda dağıldığını düşünebilirsiniz. Örnekler tamamen bireyseldir. Zihin susturmak için kendi yöntemimi sizinle paylaşabilirim; arabanın sileceklerini çalıştırıyorum ve ekran temizleniyor. Bir arkadaşım bilgisayarın geri dönüşüm kutusunun boşaldığında çıkan sesi duyduğunu söylüyor.
5) Okuduğunuz bilgiler ışığında çakra merkezlerinizi avuç içleriniz gelecek şekilde dokunun. Mümkünse ellerinizi denge eşlerinde yerleştirin. Örneğin bir eliniz taç çakrada yani başınızın tam üstündeyken diğer elinizi de kök çakra yani üreme bölgesinde konumlandırın ve avuçlarınız ısınana kadar orada bekletin.
Hissedeceklerinizi benimle paylaşabilir, sorularınızı iletebilirsiniz. Çok da memnun olurum :)
Evrensel enerji sizinle olsun, huzur ve şifa çakralarınıza dolsun.
Sevgiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder